Farklı mı olmalısınız, farkında mı olmalısınız?

Cemal Süreyya’nın; “sen birinci basılmış dokuz punto beyaz karaktersin.
Alınyazımsın, daha doğrusu alınyazımın tek okunaklı yerisin.” dizelerini okurken nedense iki notadan birinde hissettim kendimi.

Ve erkek/kadına “o kadar iyi mi tanıyordun kendini?” diye soruyorum. Dinle o zaman… Lütfen beni dinle… Senin kendinden bile gizlediğin kişi olabilir misin? Aslında değişen bir şey yok; bilinmeyenin büyüsü, rutubetli hayaller, cehenneme sürülen anılar veya faili belli bir Kasım cinayeti...

Kadın veya erkek, şöyle yaşamıştım, böyle yaşayabilirim… Şarkı gibi, zaman, gece, hız, hüzün, sevinç ve ölüm. Bir anılar mezarlığında oynamaktan haz duyar, sanki her attığı düşeş gelecek gibi. Karamsar, dost cinsini (karşı cins tabiri yerine daha sıcak ve ılımlı olduğunu düşündüğüm için dost tabirini kullanıyorum.) suçlayan, umutsuzluğa kapılanların takıldığı duyguları her dönemde ortak sığınma kapıları sanıp bu duygulara “gömmeyin” yaşam sevincinizi.

Kıskançlıkların, korkuların, duyguların cinsi olabilir mi? Yaşanan her şeyden dost cins mi sorumludur? Yoksa ben oldum, yaşadım, tükettim, hevesimi aldım bitti, olayı mı? Veya ertesi gün kaportayı düzelttik, kıyafetler dört numara, saç, baş, makyaj tamam. Eee artık giyinip süslenip sokağa çıkmak mı lazım!..

Bazı kişilerin düşüncelerindeki gibi, dost cinsi kediye kafa atan psikopat bir fare olarak düşünmenin yersiz olduğunu düşünüyorum. Ve mırıl mırıl bir kediyi bir erkek veya bir kadınında aynı sevgi ile sevebileceğini, o şefkati gösterebileceğini göz ardı etmemenizi öneririm… Siz siz olun ne geçmişe dönük hüzünler bataklığına adım atın, ne de geleceğe dönük kaygılar koruluğuna.

Bir ilişkinin sonu mu? Müzik notası gibidir!.. Do ile başlayıp do ile yeniden biten duygular gibi… Ansızın başlayan bir hikaye, ince bir mizah duygusu, alaysı bir gülümseme, bir sessizlik dinletisi ve ansızın…

“ansızın başlayan bir hikaye”

hayatın tam ortasından geçerken
ansızın başlayan bir hikaye
alışılmışın dışında bahaneler
bir adam, koleksiyoncu bir kadın,
bir aşk ve başka yalanlar
avare ve bohem bir yaşam tarzı
gittikçe cılızlaşan bir ses
aldatılmış bir adamın yalnızlığı...
ve ansızın içimden,
her şeyi yüzüstü bırakmak
sevgilime -sana- seslenmek geliyor…
- lütfen-

(Erol ASLAN)

erolaslan@bizkadiniz.com

    06 Aralık 2010

   Yazarın önceki yazıları
   .Hayaller başarının ilk adımıdır...
   .Sonbaharınızdan, sonbaharımıza hoş geldiniz…
   .Kendi sevinçlerinizi yaratın..
   .Sevgi yağmuru
   .Ne küs, ne yalnız, ne de aşık…
   .Yarım yamalak ezberlenen bir şarkı…
   .Kadınlar… Ah şu kadınlar yok mu
   .Yalnızlık, yalnızlığımızı çeker olsun…
   .Ağlamadan Özle...
   .Düşbozan… Aşkbozan… b/AŞK/alaşım…
   .Peki, kadınlar...
   .Hayal kırıklıkları, kırıntıları…
   .Anılar Çerçevesi
   .Sahi, nedir aşk...
   .Bir önyargının portresi…
   .En güzeli
   .Bir hayal bin öykü…
   .Vazonun özlemindeki çiçek…
   .Hırsızı oldun duygularımın…
   .Kadın’ın Fısıltısı
   .Gözlerine kandığın o an…
   .Aşk ve Özlem
   .Adını hecelerken
   .Varsın yalanın olayım…
   .Aşkın kırmızısı yalanın pembesi
   .Dün seni anlamak istedim…
   .Adı Masaldı
   .Sevdiğim kadın şiire dönüşürken…
   .Öyle Bir Şansım Olsaydı…
   .Kadın... Şarkı ve Çiçek
   .Önyargı(sız ) ve Tutkulu
   .Jupiterin Pervasız Kızı
   .Bahar Ruhlu, Sonbahar Huylu Kadın
   .İlk öpücük gibi
   .Doğru adam doğru kadın
   .Kahve kokusundaki gizem…
   .Sana Mektuplar -Yarım kalmışlığının ertesinde
   .Sana Mektuplar

Güncel

.Mucizevi Bir A.Ş.K.Öyküsü

.Sürüden Ayrılmaya Hazır mısınız

.AÇEV Birleşmiş Milletler de Kadına Yönelik Şiddeti Anlattı

.Kadın Haklarında İlerleme Durdu

.Hayykitap-Ayı Olmayan Ayı

.Yüzlerce kadın şiddete karşı dansla ayaklandı

.Işık ve Cam 2 Adlı Sergi

.Dr. Beyin

.Seda Diker-Aslında Ayrılık Yoktur

.Otuz Yaşa Mektuplar

.Zamane Aşkları

.Kusursuz Mutluluğa Doğru- Bir İki Üç Sıçra