Bir hayal bin öykü…

Birçok kişi de yaz mevsimine girerken manasız bir gerginlik ve bahar havasına hızlı girememe gibi bir tembellik vardır.

      İş hayatının tatsızlıkları, şehir hayatının zevksizlikleri, çözümsüz sorunlar mevsimin başlangıcında bir müddet sizinle birlikte yolculuk eder. Sonra bir gün, bir ara o kıpırtısız denizde uzaklarda bir dalgalanma oldu, kıpır kıpır…

      Baharın coşkusu ile ruh halinin yerini gümbürtüyle yaşayan yeşil bir çağlayan yerini alır.

      İlkbahar serinliğinin her zaman mucizevi bir ferahlatıcı etkisi vardır. Belki ağaçlardan fışkıran canlı yeşil yapraklar, belki çiçeklerin denizin ortasına kadar sürüklenen tohumlarının saçtığı kokular, denizin temizliği ve serinliği... Anında kendimden geçerim.

      Bir uçta mimozaya benzeyen sarı top çiçeklerle kaplı Kıbrıs akasyaları, hemen arkasında bir dizi erguvan, kenarda köşede göreceğimiz yemyeşil taze sürgünleri ile çiçeklenmiş ağaçlar…

      Yaz gelince en çok rağbet gören sahil kenarlarıdır. İçkinizi bir sahil kenarında, hatta denizin laciverti üzerine kurulan bir masa, ayaklarınız lacivertle içli dışlı ve yıldızlar denize taşarken ailenizle, dostlarınızla koyu bir sohbete dalmayı hanginiz düşlemedi ki!

      Peki, İzmir desem… İzmir’de değişen bir şey var mı? Olabilir mi, her zaman ki gibi muhteşem!.. Mesela daha dün yaprakları yeni fışkırmış, çiçeklenmiş ağaçları saatlerce seyrettiğimi söyleyebilirim. Ahh… bir de o kuşların melodisi yok mu!..

      Daha İzmiri, Kordonu, Alaçatıyı, Foçayı, Çeşmeyi, Şirinceyi, Mordoğanı, Çiçekliyi anlatmadım...

      Canım balıklardan barbunu, deniz ürünlerini, cibezi, deniz börülcesi, radikası, kırmızı şaraplarından tatmadan dönerseniz kabahat bende değil.

      Seviyorum İzmir’i. Masal bu ya; bir zamanlar kırmızı elbiseli, kırmızı ayakkabılı, kırmızı şapkalı bir kadın görmüştüm, saçları omzuna düşen, yağmur çiselediğinde kırmızı ayakkabılarını eline alarak yalınayak yürüyen bir kadın… Yakar top oynarken çıkarttığı, o kuşların şakıması gibi kahkahaları olan kadın.

      İşte bir hayalin bin öyküye dönüşmesi bu. Hayat o kadar güzel ki, en güzeli de benim dünyam...

“kırmızı”

Bodrum…
yüzünü güneşe süren şehir
yıldızların süslediği her gece
garip bir hüzün
çöker içime...
bir de gün batarken
begonviller içindeki
"Kırmızı" gelir aklıma...

(Erol ASLAN)

erolaslan@bizkadiniz.com

    16 Mayıs 2011

   Yazarın önceki yazıları
   .Hayaller başarının ilk adımıdır...
   .Sonbaharınızdan, sonbaharımıza hoş geldiniz…
   .Kendi sevinçlerinizi yaratın..
   .Sevgi yağmuru
   .Ne küs, ne yalnız, ne de aşık…
   .Yarım yamalak ezberlenen bir şarkı…
   .Kadınlar… Ah şu kadınlar yok mu
   .Yalnızlık, yalnızlığımızı çeker olsun…
   .Ağlamadan Özle...
   .Düşbozan… Aşkbozan… b/AŞK/alaşım…
   .Peki, kadınlar...
   .Hayal kırıklıkları, kırıntıları…
   .Anılar Çerçevesi
   .Sahi, nedir aşk...
   .Bir önyargının portresi…
   .En güzeli
   .Vazonun özlemindeki çiçek…
   .Hırsızı oldun duygularımın…
   .Kadın’ın Fısıltısı
   .Gözlerine kandığın o an…
   .Farklı mı olmalısınız, farkında mı olmalısınız?
   .Aşk ve Özlem
   .Adını hecelerken
   .Varsın yalanın olayım…
   .Aşkın kırmızısı yalanın pembesi
   .Dün seni anlamak istedim…
   .Adı Masaldı
   .Sevdiğim kadın şiire dönüşürken…
   .Öyle Bir Şansım Olsaydı…
   .Kadın... Şarkı ve Çiçek
   .Önyargı(sız ) ve Tutkulu
   .Jupiterin Pervasız Kızı
   .Bahar Ruhlu, Sonbahar Huylu Kadın
   .İlk öpücük gibi
   .Doğru adam doğru kadın
   .Kahve kokusundaki gizem…
   .Sana Mektuplar -Yarım kalmışlığının ertesinde
   .Sana Mektuplar

Güncel

.Mucizevi Bir A.Ş.K.Öyküsü

.Sürüden Ayrılmaya Hazır mısınız

.AÇEV Birleşmiş Milletler de Kadına Yönelik Şiddeti Anlattı

.Kadın Haklarında İlerleme Durdu

.Hayykitap-Ayı Olmayan Ayı

.Yüzlerce kadın şiddete karşı dansla ayaklandı

.Işık ve Cam 2 Adlı Sergi

.Dr. Beyin

.Seda Diker-Aslında Ayrılık Yoktur

.Otuz Yaşa Mektuplar

.Zamane Aşkları

.Kusursuz Mutluluğa Doğru- Bir İki Üç Sıçra