Prof. Dr. Kemal Arıkan:Şüphecilik
Giderek artış gösteren aşırı şüphecilik ilişki sorunlarına neden olup kişiyi yalnızlaştırıyor. Obsesyon, paranoya ve depresyon gibi hastalıkların eşlik ettiği şüphecilikte kıskançlık türü şüphecilik öne çıkıyor.’
Kişiyi nefes alamaz hale getiren ve sosyal yaşamı dağıtan şüphecilik ilişkileri de dinamitleyen bir özelliğe sahip. Özgüven azlığı yaşayan kişilerde görüldüğü gibi kendini aşırı beğenen ve eleştiriye kapalı kişilerde de sık rastlanıyor. Patron olması halinde çalışanlarına cehennem hayatı yaşatan şüpheci kişilikler sürekli zarar göreceği düşüncesi ile yaşarlar. Bu kişiler hayata nasıl bakarlar, nasıl davranırlar, şüpheciliğin türleri nelerdir gibi soruları Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi’nden Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Arıkan cevapladı.
-Şüphecilik nedir, tarifler misiniz?
Olayların geri planında birtakım görünenin dışında başka şeylerin olduğuna dair inançtır.
- Şüpheciliği hafif ve ağır şüphecilik olarak tasnif edebilir miyiz?
Evet. Normalde insan doğası gereği şüphecidir. Şüpheci olmasa bilimsel doğrular kendini yenileyemez dolayısıyla da bilimsel olmaktan çıkarlardı. O düzey ve amaçtaki bir şüphecilik gerekli ve yararlıdır. Ama, amaçsız her şeyin altında bir bit yeniği aramak zararlı olsa gerekir. Ağır şüpheciliğe paranoya adı verilir.
-Ne zaman literatüre girdi bu kavram?
İlk defa Kahlbaum tarafından bu kelime kullanılmıştır. Ama bunu bir hastalık olarak dile getiren kişi ünlü Alman psikiyatrist Kreapelindir (1912).
- Şüphecilik alanları farklı mıdır?
Psikiyatride genelde dört tür şüphecilik tanımlanır. Kıskançlıkta kişi aldatıldığına dair yoğun bir şüphe içindedir. Büyüklenmeci türde kişi büyük iddiaları, örneğin buluşları olduğu inancını taşır ve başkalarının kendisine engel teşkil ettiğine dair bir kuşku taşır. Bedensel şüphecilikte kişi örneğin bedenin bir takım parazitlerin olduğu inancındadır. Bir erotomaik şüphecilik vardır ki orada kişi bir takım ünlü şahsiyetlerin kendilerine aşık olduğu inancındadırlar.
- Mesela takip ediliyor, kendisine zarar verilecek, aldatılıyor şüphesi ile hastalık bulaşması, başka hastalıkların olduğu ve gizlice seviliyor gibi şüpheler aynı katagori de değerlendirilebilir mi?
Yukarda ifade ettiğim gibi farklı alt gruplardır ama kategori olarak hepsi de paranoid bozukluk kapsamında ele alınır.
-Şüphenin marazi olması için süre ve mantık dışı mı olması gerekiyor?
Evet. Ayrıca kişinin işlevselliğini de etkiliyor olması gerekiyor.
- Aşırı şüphecilikte özgüven eksikliğinin etkisi var mıdır?
Yakından ilişkisi vardır. Bir araştırmada öz güven eksikliği ile paranoid bozukluk arasında ilişki saptanmış, aynı araştırmada öz güven sorunu olmadığı halde ortaya çıkan paranoid durumların bir takım beyni etkileyen organik hastalıklardan kaynaklandığı belirlenmiştir.
- Bu hastalık şizofreniye kadar gitme seyri gösterir mi?
Paranoid bozukluktan şizofreniye geçiş pek mutat değildir.
- Şüphe kıskacında olanların aile birliğini bozacak ne gibi davranışları olmaktadır?
Eşinin sürekli olarak kendisini aldattığı yönünde itham etmeleri ve aşırı kontrolcü tutumları ile aile birlikteliğinde olmazsa olmaz bir değer olan karşılıklı güven zemini büyük hasara uğramaktadır.
- Şüphe düzeyi yüksek olanlar iyi patronluk ve yöneticilik yapabilirler mi?
Eğer şüpheleri işle ilgili değilse evet yapabilirler.
- Aşırı şüpheci birisinin karar mevkisinde, ülke idaresinde olmasının ne gibi faturaları olur?
Aşırı şüpheci bir lider etrafındakilere hareket alanı tanımaz. Bol sorumluluk yükler ama ona uygun ölçüde yetki vermez. Ayrıca çevresindekileri yeterince teşvik etmeyen bir idareci üstüne üstlük olur olmaz suçlamalara da yönelirse iş verimliği ve memnuniyeti ister istemez düşer.
- Şüpheciliğin dul olanlarla, kadınlarda daha yüksek olmasını neye bağlıyorsunuz?
Gerçekten bu yönde bulgular vardır. Bildiğim kadarıyla sosyal destek sistemlerinin adı geçen koşullarda yetersiz olması ile konu açıklanmaya çalışılmaktadır.
- Düşük eğitimli ve sosyoekonomik düzeyi düşük kişilerde daha fazla olduğu bilgisini doğrular mısınız?
Doğrudur. Yine sosyal destek sistemlerinin ve olması gereken ekonomik güvencenin yetersizliği burada da rol oynamaktadır diye düşünülmektedir.
- Grandioz denilen kendini çok beğenen empatisiz kişilerde de oluyor mu?
Grandiyöz ve empatisiz kişiler düşman bir dünyada yaşadıklarına ve kendilerinin sahip oldukları yeteneklerin hep kıskanıldığına inanmaktadırlar. Bu da ister istemez paraoid düşüncelere kimi zaman da paranoid bozukluk düzeyinde marazi hallere sebep olabilmektedir.
- Hocam somatik şüphe yaşayanların davranışları nasıldır, neler yaparlar, hayatları nasıl geçer?
Sürekli olarak bedenleriyle ilgili hastalık şüpheleri taşırlar. Acı verici bir durumdur. Eğer hekimler o ihtimali hesaba katmazlarsa ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir takım tıbbi girişimlere maruz kalabilirler.
- Kötülük görme, takip edilme, herkesi düşman görme şüphelerinin modern yaşamda artışının sebepleri neler olabilir?
İnsan ilişkilerinin yetersiz olması, sanal ilişkilerin ağırlık kazanmaya başlaması, hukuk ve ekonomik sistemin karşılıklı güveni değil de güvensizliği esas alması gibi faktörler ilk akla gelen noktalardır. Diğer yandan ekonomik açıdan gelir dengesindeki büyük uçurumun da insanların bir birine sevmek yerine kıskanmalarını ön plana getiriyor olabilir kanısındayım.
- Aşırı şüphecilik yaşanlarda algılama kusuru var mı?
Tabi ki. Diğerlerinin yaptığı en basit eleştiriyi bile kendilerine karşı yapılmış bir hakaret olarak algılayabilirler. Ancak, eğer fizyolojik anlamıyla algılama kusurundan söz ediyorsanız, paranoid bozuklukta illüzyon ve halüsinasyonlara rastlanmaz.
- Beyinlerinde normal kişilere göre ne gibi farklılıklar vardır?
Paranid bozukluk aslında nadir rastlanan bir durumdur. On binde 2-3 gibi. Popülasyon az olunca üzerinde yapılan araştırmalar da görece kısıtlı olmaktadır. Bu güne dek yapılan araştırmalarda o grupta her hangi bir spesifik merkez sinir sistemi patolojisi saptanmamıştır.
- Ruhsal hastalıklar sınıflandırmasında aşırı ve mantıksız şüphecilik nasıl sınıflandırılıyor? Hangi gruba giriyor?
Paranid bozukluk grubuna giriyor.
- Şüphecilik nedeniyle sanrı yaşayanların hayatı nasıl etkileniyor?
Sürekli olarak şüphelerini teyit etme çabası içinde oluyorlar. O nedenle defalarca idari ve hukuki yollara başvuruyorlar. Bu durum onların damgalanmasında sebep oluyor. En önemli sorun da bu oluyor.
- Şüpheciliği aşırı yaşayanları ikna çalışması yararlı mı beyhude mi?
Beyhudedir.
- Paranoid bozukluk yaşayanlar tehlikeli olabilirler mi?
Sıradan insanlardan daha fazla tehlikeli değildirler.
- Sürekli haklarının yenildiğini düşünerek dilekçeler yazan, adli makamları meşgul eden kişiler bunlardan mı çıkıyor?
Genellikle evet.
- Eşlik eden psikolojik sorunlar var mı?
Obsesyon, paranoya ve depresyon akraba fenomenler oldukları için paranid bozukluğu olanlarda adını verdiğim durumlara rastlanabiliyor.
- Kronik seyirli midir?
Maalesef evet.
- Erken dönem teşhisin tedaviye etkisi oluyor mu?
Ne yazık ki hayır.
- Bu kişilerin tedaviden kaçması ya da tedaviyi retti görülüyor mu?
İç görüleri olmadığı için hastalıklarını kabul etmiyorlar ve tedaviye pek yanaşmıyorlar.
- Tedavisi nasıldır?
Antipsikotikler ve psikoterapi yardımıyla paranoid düşünceler bir ölçüye kadar demarke edilebiliyor. Yani paranoya geçmiyor ama dile getirilmiyor.
-Psikoterapiye uygun mudurlar?
İç görü kazanmaları için psikoterapötik destek almalarında yarar vardır. Orada verilmesi gereken temel mesaj “düşüncelerinize katılmakta güçlük çekiyorum. Ama o düşüncelerden dolayı size olan saygımda her hangi bir azalma söz konusu değildir” olmalıdır.
Biz kadınız-Kadın sitesi [Sağlık-Prof. Dr. Kemal Arıkan-Dr.Sinan Tanyolaç ]